Yeni yıl
haftasinin yorgunluğu,telaşı, ülkenin gerginliği, ve son dakika gelişmeleriyle
yeterince yorulmuşken, şöyle keyifli okunacak konular arasında geziniyordum
sosyal
medyada, şu başlıkla karşılaştım;
„Aşık olunabilecek erkeğin
özellikleri… „
… 1980 başlarında bir yaz akşamı,
Füsun Akatlı, Nimet Tuna ve Tomris Uyar, o dönemin gözde uğrağı Şadırvan’da
buluşmuş, denizin tadını çıkarıyorlar. Konu bir ara aşka, sonra asksizliğa, en
sonunda da “aşık olunabilecek bir erkeğin özellikleri”ne geliyor ve bir oyuna
dönüşüyor. Nesnel davranmakta kararlı olduklarından masalarına gelen Edip
Cansever ve Turgut Uyar’ın da görüşlerini alıyorlar... (merak edenler yazının tamamını
şurdan okuyabilir ; Asik olunacak erkegin özellikleri)
Yazı
esprili, ama bir o kadar da gerçeklik payı var içinde…
Erkekleri
bilemem, ideal kadını tam nasıl hayal ederler, ama genede „ideal kadın“ için
kimi tasvirler mevcut... genelde istekler üç beş konuda sınırlı ve de çoğunluk
hemfikir oldukları konular…
Peki ya
„bay ideal“ kimdir gerçekten? Var mıdır bunun bir tanımı, tarifi?
Ayakkabıcıya,
gündelik bir siyah ayakkabı almak için girip, kıpkırmızı bir yüksek topukluyla
çıkan kadınların o anki ideal erkek tarifiyle, aşık olduğu adamın tarifi ne
kadar tutar birbirini sizce? Ya da beş benzemez erkeğe aşık olup, her seferinde
bu sefer gerçek aşkı buldum diyenlere ne demeli?
Yani
durum şudur ki, biz kadınlar tarafında durum biraz karışık… Zira, biz kadınlar
değişkeniz, ruh halimiz değişken, duygularımız ve de mantığımızın işleme şekli
değişken, yaşla beraber zevklerimiz değişken… isteriz ki tüm bu değişime ayak
uyduracak, kalbimizi gözümüzden okuyacak, gereğinde sarıp sarmalayacak,
gereğinde yukarilara taşıyacak, hem prenses gibi davranacak ama bir o kadar da
gücümüzü kuvvetimizi bilecek, hem kadın, hem anne hem de bazen bir kız çocuğu
olduğumuzu unutmayacak biri,…nasıl devam ediyordu şarkı? „yanağında bir beni mutlaka
olsun“…
Günlerden
bir gün, kızlarla aramızda geçen konuşmaya şöyle bir kulak verelim hadi gelin;
Boy pos,
renk, yaş, kısmı, en çabuk atlanan ve de üzerinde en az durulan kısım, o bölüm
çoktan geçmiş..kısaca boyu boyuma,yaşı yaşıma..durumu.
Konunun
tam şurasındalar;
Zeki
olması, herkesin üzerinde hemfikir olduğu nokta…
Gülmeyi
sevmek ve esprili olmak da öyle…
- ama komik olucam diye, en olmadık yerde
gereksiz açık saçık fıkra anlatmasın,.. uygun ortamda da anlatmayı bilsin
- bir de aynı fıkrayı, espriyi devamlı
tekrar etmesin
- mizahı yaratıcı olsun
Kıskanç
olmasın, devamlı „nerdeydin, ne yaptın“ diye soran bir erkek çok sıkıcı…
- ammaa, öyle hiç ilgilenmiyormuş gibi de
olmasın canım, birazcık da merak etsin,
kıskansın belki..ama sıkboğaz etmesin
- günde 10 kere aramasin, ama arasin… biz
aradigimizda ulasilir olsun, bize
ulasamadiginda devamli sitem etmesin
- tipik akdenizli maço gibi olmasın, ama
tipik aşırı sakin Avrupa erkeği gibi de olmasın, temperamanını tam dengede
tutsun yanı…
Sportif
olsun, mutlaka bir sporla uğraşsın, ilgilensin en azından yürüyüş yapsın
- ama bizim hiç ilgilenmediğimiz bir spora
tüm haftasonunu harcamasın
- tüm maçları ve ardından tüm maç
yorumlarını tek tek kanal kanal izlemiyelim, bu arada kumanda da kollarinin
uzantisi olmaktan kurtulsa..
Kendi
erkek arkadaşlarıyla da buluşsun, çünkü biz de kendi kız arkadaşlarımızla
buluşuyoruz
- ama bizim buluştuğumuz zamanlara denk
gelsin…
- tam biz başka şey planlarken, „ben
çocuklarla buluşuyorum“ demesin
Bonkör olsun
- ama
parayı har vurup harman savurmasın
- davet etmeyi bilsin, ama göstere göstere
yapmasın
- hediye almayı bilsin, ama zevkimizi de
bilsin..
Yemekten,
mutfaktan zevk alan erkek en ideal erkek… hele bir de sürpriz yemek ve de sofra
kurmuşsa..
- amaa mutfağa girdi mi arkasında savaş
alanı bırakmasın
- her yemeği, sanki bizden daha iyi bilir
gibi bir hava takınmasın
Gezmeyi,
eğlenmeyi sevsin, sosyal olsun
- ama evde oturup zaman geçirmeyi de
sevsin, aklı fikri hep dışarda olmasın
- fakat devamlı eve kapanmak da istemesin,
dışarda vakit geçirme konusunda da yaratıcı olsun
- hem maceraperest hem evcil olsun
- dansetmeyi sevsin ama da
bilsin…bilmiyorsa dansetmesin
- salon erkegi olabildigi gibi, cadirda
kaldiginda söylenmesin
- dogayi, hayvanlari sevsin
Düzenli,tertipli
olsun, çorabını oraya buraya atmasın, klozetin kapağını kapasın, bardağını
mutfağa götürmeyi bilsin, evde ne nerdeyi de bilsin
- ama evin işlerine didik didik karışmasın
- ve de basit tamirlerden anlasın
- ama anlamadığı tamirata da kalkışmasın
Nezle
olduğunda, 3aylık ömrü kalmış gibi koltuğa serilmesin
- ama biz kırk yılın başı yattığımızda,
bir çorba yapmayı bilsin
- senin için ne yapabilirim demeyi de..
şefkat göstermeyi de..
Gazete,
kitap okusun, tarih bilsin, sanattan anlasın, müzik dinlesin…
- ama bilgiçlik taslamasın, ukala olmasın
- tüm bunlarla ilgilenirken, biz
seslendiğimizde bizi duysun, konu ne kadar ilginç ve de heyecanlı olursa
olsun..
ve aynı
şekilde telefonda konuşurken de, tabletlerinde coook mesgulken de, tv de maç
veya haber izlerken de birşey
söylediğimizde duysun,..yani bizi hep
duysun..e biz nasıl duyuyoruz herşeyi canım?
Liste
uzun… sonuç olarak;
Bizi
anlasın… yanlış anlamasın, doğru anlasın, ne istediğimizi gözlerimizden okusa
mutluluktan ölürüz de, konuştuğumuzda anlaşılalım yeter..
Burda bir
erkeğin sorusu;
- E sen
demedin mi, bazen biz bile anlamıyoruz kendimizi?
- ben
öyle bir sey mi dedim? Ne var anlamiycak, ne kadar basit anlattim …
Beyler,
siz dert etmeyin, hayatımıza girdiyseniz biz sizleri bu halinizle seviyoruz,
ama çekiştirmeyi, biraz da vıdı etmeyi de seviyoruz işte..Eh sız de bizi böyle
sevmişiniz zaten…
Hepinize
keyifli ve aşk dolu bir yıl diliyorum