Noel Baba
ve Aziz Nikola arasındaki yasanan bu rekabet çok da umurunda değil aslinda çocukların.
Onlar, bu büyülü masala sonuna kadar inanmak istiyorlar. Benim gibi bazıları
da
hala inanmaya devam ediyor..
Oğlumun
Noel Baba’yla olan iki hikayesi aklımda… ilki; 4 yasında, tüm kalbiyle dilediği
fotoğraf makinasının hediye paketinden çıkması üzerine kendi kendine, müthiş
bir mutluluk duygusuyla söylediği „duymusss beni…“ ile ifade ettiği Noel Baba’ya
karşı duyduğu hayranlık..diğeri ise, 6 yasında, çok dilediği tren seti için;
„belki de Noel Baba’nın yükü ağır, getiremiyebilir“ sözümün arkasında yatan
gerçeği, okulda öğrenmesi ve eve –belki de hayatının ilk- hayalkırıklığı ile
gelmesi..“Noel Baba yokmuş! Sen alıyormusun herşeyi, o yüzden tren setim
gelemiyor anladım şimdi“…
Önemli
olan, hayallerini gerçekleştirecek olana inanma mutluluğu…
Ve ne
kadar büyüsek de hala içimizde bir yerlerde
mucizelere inanma arzusu..
Belki de
o yüzden başka bir büyüsü var hala şu Aralık ayının…
O yüzden
kırk baharatın buluştuğu çorba misali şu noel denen dönem… Pagan kültüründen
günümüz ticaret kültürünün bir sentezidir bugün elimizdeki elma şekeri
tadındaki Noel Baba..
Paganların
Zeusu, Tanrı Odin’in uçan atı için şeker ve havuç bırakır küçük çocuklar
kapılarının önüne, o da karşılığında minik hediyeler çocuklar için..
4. yy da
yaşamış olan Myra’lı (Bugün Demre) Aziz Nicola ise çocukların, düşkünlerin ve denizcilerin
koruyucusu olarak nam salar.. Hakkında sayısız efsane, rivayet olan Nikola,
„iyilik ve medeni cesaret“in temsilidir tüm bu anlatılarda.. Bir şekilde,
Tanrı’nın merhametli elinin uzantısıdır yeryüzünde..
6 Aralık
343 de ölür Aziz Nikola.. Kiliseye gömülü kemiklerini Bari’ye kaçıran
korsanlar, farkında olmadan, onu dünyaya tanıtmanın ilk adımını atmış olurlar.
Bari önce bir hac mekanı olurken, Aziz Nikola’nın da ünü Avrupa’ya yayılmaya
başlar.Ve onun adını, iyiliklerini yaşatma adına, 6 Aralık çocuklara hediye
dağıtılan bir gün olarak kutlanmaya başlanır Orta Avrupa’da.. Çok uzun yıllar,
Noel Baba’ya rolü kaptırmadan tamamen ona aittir çocukların renkli hayallerinin
baş aktörü olmak. Çocuklara hediye dağıtılan tek gündür, Aziz Nikola
günü..Ayakkabılar temizlenir, içine biriki kurabiye konup bırakılır kapının
önüne..Hani bir zamanlar Odin için bırakıldığı gibi..
Noel ise,
henüz sadece kiliselerde yapılan ciddi bir kutlamadır.
18. yy da
roller değişmeye başlar… Noel zamanı, rolü kapar ve artık hediyeler bu zamanda
verilmeye başlanır. Çocuklar elbette bu biriki haftalık değişimi pek
farkedemezler…Zira hala, uyandıklarında hayallerinin gerçekleşmesi umuduyla
gitmektedirler yataklarına.. Rolü kimin üstlendiğiyle ilgilenmezler elbet:)
17.yy da
Amerika’ya göç eden Hollandalılar, o zamanın Nieuw Amsterdam’ı bugünün New
York’una yanlarında „Sint Nicolaaş“ larıyla giderler. Amerikalılar pek bi
beğenir, benimser bu figürü. Ve zaman
geçer, Myra’dan çıkan Aziz Nikola, Atlantik üzerinden Santa Claus olarak dönüş
yapar Avrupa’ya…
Artık
Akdeniz’in yardımsever, koruyucu azizi, Kuzey Kutbu’nda ren geyikleriyle
yaşayan, yıl boyu çocuklara hediye hazırlayan tonton bir dededir.
Bu konuya
son damgayı da Coca Cola vurur…O zamana kadar, ne bulduysa onu giyen Noel Baba,
reklam işlerini yürüten Stundblom’un elinde son kreasyonuna kavuşur. Artık,
Coca Cola’nın renklerini taşıyacak ve onun reklam yüzü olacaktır. Yüklü bir
ücret aldığı kesin, yoksa çocukların her
sene inanılmaz ölçüde pahalanan hediyeleriyle basa çıkamazdı laf aramizda :)
Artık, o
Aralık ayının vazgeçilmez yüzü..Dünyanın her yerinde sene sonunda onun gelişini
bekliyor çocuklar.
Ama
Avusturya’da hala Aziz Nikola,
Amerika’ya gittikten sonra geçmişini unutan Noel Baba’yı kendi halinde
bırakıp, her sene 6 Aralıkta çocukları ziyaretine devam ediyor. Çocuklara, bu
güzel dönemde, „verme“nin güzelliğini anlatmaya çalışıyor, çoğunun „alma“nın
mutluluğuyla büyüdüğü çağımızda.
Ha
unutmadan sadece uslu çocuklara, eğer sene boyunca uslu durmadıysanız o zaman
yanıdaki kara cüppeli hizmetkarı Rüpecht’ın hışmına uğrayabilirsiniz,
Avusturya’daki adıyla Krampus’un..
Umarim bugün size de ugrar Nikolaus..:)