28 Şubat 2012 Salı

Bir koku, bin ani olur bazen


Hani kokular vardir, hazirliksiz yakalanirsiniz, bir anda sizi bulundugunuz andan baska diyarlara, baska bir zaman dilimine isik hiziyla tasiyiverir, neye ugradiginizi sasirir, bakiveririsiniz etrafiniza… sakli kalmis unutuldugu sanilmis bir ani capcanli cikivermistir karsiniza… Bazen tatli tatli tadini cikarirsiniz, bazen acitir, bazen hüzünlendirir veya öyle bir yere getirirki sizi kaliveririsiniz orada…

23 Şubat 2012 Perşembe

"Öpücük"


19.yy ile 20 yy arasindaki gecis dönemi sayilan 30 senelik zaman dilimi Avrupa’da „Belle Epoque“ olarak anilir. Zira son derece dinamik ve inanilmaz derecede kültür ve sanat alaninda atilimlarin yapildigi tartisildigi, tabularin yikildigi bir dönemdir. 1900 lerin basinda, 2 milyonluk nüfusu ile dünyanin 5. büyük sehri ve orta Avrupa’nin da kültür merkezi olan Viyana edebiyat, resim, mimari, müzik ve felsefede büyük adimlar atar. Viyana’nin Belle Epouqe’unda kimler yoktur ki; Sigmund Freud, Otto Wagner,Josef Hoffman, Mahler, Schönberg, Wittgenstein, ...ve hic tartismasiz döneminin en iyi temsilcisi ve büyüleyici ressami Gustav Klimt..

Viyana bu sene efsanevi ressami Klimt’in 150.yasini kutluyor, 2012 yi tamamen ona atfederek…

17 Şubat 2012 Cuma

Viyana'nin masal geceleri

Gecenlerde icimdeki kadinlari yazmistim, bir de yan roller var diye de eklemistim. Sanirim cogu kadinin icinde bir de kücük prenses yasiyor. Söyle bir külkedisi durumundan siyrilip geceyi prenses olarak gecirip, -ayakkabiyi birakip birakmamak artik size kalmis-  normal hayata geri dönmek, masal dünyasina söyle bir ce diyip cikmak gibi oluyor.

Viyana, iste bu aylarda  bu masala girme sansi  taniyor bu sehrin kadinlarina, ama  kapisi tüm kadinlara acik olarak…

14 Şubat 2012 Salı

Ask her gün kutlanir



Ask yasam boyudur, onu bir güne sigdirmayin, sevdiginize bir gül vermek, mutlu kilmak icin size tarihler verilmesin..Onu hergün yasayin ve yasatin..
Unutmayin sevdiginiz icin „özel günü“ sadece siz yaratirsiniz.

12 Şubat 2012 Pazar

Ask siirleri onun icin yazildi

Sevgililer gününe yaklasmisken ask’tan  söz edelim o zaman.. Ilk genc kizlik yillarindan itibaren hayati boyunca, döneminin en önde gelen yazar sair, filozof ve düsünürlerini kendine asik etmis, hayatlarina girmis, hayatlarina girmekle de kalmayip bugün eserlerinden övgüyle bahsettigimiz bu kisilerin eserlerinin en önemli esin kaynaklarindan biri olmus efsane bir kadini konusalim. Evet, cok kimseyi asik etti kendine, ama o en cok yasama asikti.  Lou von Salome...

10 Şubat 2012 Cuma

Hayat bölüm bölüm okunan bir kitaptir

Ayriliklar, yani birlikteliklerin son noktasindaki ayriliklar… Ne kadar kolay telaffuz edilir ve sanki iki hayat birbirinden tamamen ayrilmis zannedilir..Ama adi ayrilik olan sey sadece bir kisidendir, sadece bir adamdan ayrilirsiniz, hayatinizdan degil. Arkasinda bir hayat birakir her ayrilik her zaman, o sizin hayatinizdir, herseyiyle sizindir o, o sürecin icinde karsiniza cikanlar, o dönemin cemberine  girenler artik sizin hayatinizin da parcasidirlar  Hayat,  ayni kitap icinde birbirinden bagimsiz hikayeler gibi degildir,  hayat, bölüm bölüm okunan bir kitaptir.… Her bölüm bir öncekinin üzerine kurulur, her yenide eskiden de mutlaka bir pay vardir.

5 Şubat 2012 Pazar

Tanistigim ilk devrimci



Ece Temelkuran’in bir yazisi söyle  basliyordu; „Cocukken ilk okunan kitaplarin insanlarin kaderlerini belirledigine iliskin, hic bilimsel olmayan ama derinden güvendigim bir kanaatim var“ … ve ikimizin de bir "ilk kitabina" gönderme yapiyordu.

Düsündüm üzerinde, evet hic bilimselligi yoktu ama bana ne kadar yakin gelmisti bu cümle. Insanlar ilk okuduklari, ilk cocukluk kitaplarinin rotasinda yol almazlar mi, rüzgari hep ordan doldurmazlar mi yelkenlerine diye düsünmeye basladim, evet galiba öyleydi.....söyle bir geriye gittim, gözlerimi cocuklugumda gezdirdim.

3 Şubat 2012 Cuma

Kis ortasinda "Bahar Temizligi"

Bir haftadir hasta olup yataga bagli kalinca, bir tarafimda kitaplar, bir yerde laptopum yatak tatili yapar durumdayim.  Oglum, aski ugruna Brezilya, Amazon ormanlarinin derinliklerine kendini vurmus, sevgili her zamanki gibi gene is icin Türkiye’de, biz kizimla basbasa kalinca da yatakta kalmak pek bir keyifli oldu ilk defa.. Ama aliskin olmayinca da, biran önce kalkip birseyler yapma derdindeyim… Kar Türkiye’nin her yanini sardi ama burda  henüz 1 gün yagdi ve bitti, ama bilenler bilir, Viyana’nin kuru ayazi, hele de -10-13 leri buldu mu, biran önce kar yagsin dedirtir, insanin burun delikleri donar resmen…ve hava aynen böyle su an Viyana’da, insan basini cikaramiyor disari soguktan..ve ben sicak yatagimda okunacaklari karistirirken, bu soguk havada neler yapmali, evde neler yapilir diye bir sayfaya denk geldim..“Subat da olabiliriz, ama madem bu sogukta eve kapandiniz, neden bahar temizligine simdi girismiyorsunuz“ diye basliyordu yazi…