28 Temmuz 2011 Perşembe

Gece kadar siyah, cehennem kadar sıcak ve kadın kadar tatlı...

Daniel Moser'in duvarindan, Geraldine Chaplin
iceceksin kahveyi der bir Kolombiya atasözü. Kahvenin yapilisi ülkeden ülkeye degisiklik de gösterse, aslinda tadinda en baglayici olanlardan biri de hangi duygularla iciliyor oldugu bence. Sabah kahvesi, bir dostla icilen kahve, hani 40 yillik hatiri olan, yorgunluk kahvesi, güzel bir yemegin üzerine..ve hepsinde de hangi duygular icinde oldugumuz tadini bir o kadar etkinlestirir.

Biliyorsunuz kahve benim askim; 

Dün cok lezzetli bir kahve ictim, cünkü bu kahvede bir kahvenin güzel olmasi icin gereken hersey vardi. Herseyden önce kahvenin logosu „best coffee in town“, Viyana’nin en iyi kahvesi olarak geciyor, kahve cekirdeginden, fincanima gelene kadarki hikayesini takip edebildigim bir kahve bu ve tabii yukarda da söyledigim gibi, sicacik, keyifli bir sohbet sirasinda icilen.

Isterseniz hikayeyi en bastan anlatayim ;

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Dudagimin ucunda gülücük



Vardir sizinde böyle günleriniz. O sabah, beklenmedik güzel bir günaydin alirsiniz, bazen bir gülüstür, bazen bir haber, bazen kulaginiza calan bir melodi, bazen de civiltili bir sesin size sadece bir günaydin demesi.. Bütün gün size eslik eder o günaydin, dudaginizin ucunda bir gülücük olarak, yolda, tramvayda kendinizi hep o gülücükle yakalarsiniz .. O „Günaydin“ tek basina bütün gününüzü ayar, paylasmak istersiniz hemen sevdiklerinizle de, aksam yataga girdiginizde hala dudaginizin ucunda o gülücük..

Cok tesekkür ederim Deli Anne.., dün sabah güne böyle bir sürprizle uyandim ben, harika bir günaydin sundun bana. Ayni duygularda bulusmak bu olsa gerek diye düsündüm. Karsindakinin hissettiklerini, düsüncelerini, kalbindekileri birebir yakalayabilmek.. ne kadar incelikli, zarif bir anlatim olmus..Umarim yakin bir zamanda, ayni senin tasvir ettigin cafede, kahvemizi yudumluyor oluruz..

Duygularina, yüregine ve eline saglik..


TopOfBlogs

21 Temmuz 2011 Perşembe

Annemin cekmecesindeki fotograflar


Ben oldum olasi annemin cekmecelerini karistirmaya bayilirim, cocuklugumdan beri. Sanki hep büyülü bir bahcede gibi olurum, kirk senedir tanidigim dolaplarin, cekmecelerin icinde sanki hep yeni bir seyler bulacak gibi dolanir dururum.. Ve evet, cok ayip ama söylemeliyim ki bazen, özellikle de fotograflarda elime hakim olamam, o fotograflar bazen kendini benim cekmecelerde buluverir…Sucumu, fotograflara olan tutkum diye affettirebilrmiyim acaba?

19 Temmuz 2011 Salı

An'i yasa...


Daha önce de yazmistim, ama bu cok begendigim deyisi gene yazacagim, söyle demis John Lennon;
„Hayat, tam da; siz baska planlar pesindeyken yasananlardir“… 

Öyle cok planli programli biri oldugum söylenemez ama gene de yaparim ara ara planlar, mesela bu yazi, hazir eski isimden ayrilmis ve önümdeki iki ayi da kendime ayirmis oldugum icin, 1,5 ay boyunca Türkiye’de canimin cektigi gibi gecirebilecegimi planliyordum, neler yoktu ki o planin icinde..ama olamadi, planimda olmayan hayatin plani, beni bu yazi Viyana’da gecirme durumunda birakti, en azindan agustosun ikinci yarisina kadar. Önce kisa bir an üzüldüm, ama bir anda bu davetsiz planin, simdiye kadar imkanim olamamis bir sürü seyi yasayabilme imkani verdigini gördüm. Birincisi, yeni evime alismak, onunla ince ince ugrasmak icin bol bol vaktim vardi, insan calistigi zaman, aldigi kisa tatillerde hep bir yerlere gitme dürtüsü tasiyor nedense ve bu arada evinizde kendinize ayirarak gecirebildiginiz vakit o kadar kisa ki, ben hem tatile bir yerlere gitmek isterdim hem de devamli evimi özlerdim. Iste simdi evim ve ben..bütün gün önümde.. Ikincisi, Viyana yaz aylarinda o kadar neseli ve coskulu ki, her bir kösesinde ayri bir program, etkinlik, konser, sergi vs var, her günü planlasaniz gene yetisemessiniz. Benim yaz aylarinda bunlari görebilme imkanim hemen hic olamiyodu, cünkü ya deli gibi calisir durumda, ya da tatilin basladigi günün aksami ucakta oturuyor oluyordum. Mesela gecen aksam Karlsplatz’daki acik hava sinemasini, özgün adiyle „Yildizlarin Altinda Sinema“yi  kesfettim (bunu söylerken utaniyorum, zira, Viyana'nin göbegindeki bir etkinlik bu bahsettigim).